-
1 serbest
непринуждённый* * *1.1) врз. свобо́дный, во́льныйserbest bırakmak — отпусти́ть, вы́пустить на свобо́ду
akşam serbest misin? - Serbestim, gelebilirsin. — Ты ве́чером свобо́ден? - Свобо́ден, мо́жешь приходи́ть
2) спорт. во́льный, произво́льный2.serbest yüzme — пла́вание во́льным сти́лем
свобо́дно, во́льноötekiler pek serbest davranır — други́е сли́шком приво́льно веду́т себя́
-
2 serbest
п1) в разн. знач. свобо́дный, во́льныйserbest bırakmak — а) вы́пустить на свобо́ду, освободи́ть, отпусти́ть на во́лю; раскрепости́ть; б) предоставля́ть свобо́ду де́йствий
serbest düşünceli — свободомы́слящий, вольноду́мец
2) свобо́дный, во́льный, беспрепя́тственныйserbest düşme — физ. свобо́дное паде́ние
-
3 serbest
свободный, незакрепленныйİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > serbest
-
4 serbest su
несвязанная вода, свободная водаİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > serbest su
-
5 serbest
-
6 serbest mıntaka
см. serbest bölge -
7 serbest bölge
свобо́дная зо́на -
8 serbest çalışma
вре́менная рабо́та -
9 serbest figürler
спорт. произво́льная програ́мма -
10 serbest güreş
спорт.во́льная борьба́ -
11 serbest kart
про́пуск (куда-л.) -
12 serbest meslek
озвонч. -ğiсвобо́дная профе́ссия -
13 serbest nazım
лит.во́льное стихосложение ( о белых стихах) -
14 serbest şehir
-
15 serbest tercüme
-
16 serbest vuruş
спорт. -
17 serbest açıklık
пролет в свету, пролет в чистотеİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > serbest açıklık
-
18 serbest akım
открытый водоток; безнапорный потокİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > serbest akım
-
19 serbest çökeltme
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > serbest çökeltme
-
20 serbest dayanıklı kiriş
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > serbest dayanıklı kiriş
См. также в других словарях:
serbest — sf., Far. serbest 1) Hiçbir şarta bağlı olmayan, istediği gibi davranabilen, erkin 2) Tutuklu veya bağımlı olmayan, özgür, hür 3) Zamanını istediği gibi kullanabilen, yapacak bir işi olmayan Öğleyin serbestim, gelebilirsin. 4) Bazı kurallara… … Çağatay Osmanlı Sözlük
serbest bırakmak — 1) tutuklu veya gözaltında bulunan birini serbest, özgür duruma getirmek, tahliye etmek Elde hiçbir delil olmadığı için serbest bıraktık. 2) kendi düşüncesi ve iradesine göre davranmasına izin vermek Akli muvazenesi pek sağlam bulunmadığı için… … Çağatay Osmanlı Sözlük
serbest bölge — is., ekon. Bir ülkenin gümrük sınırları dışında konuşlandırılan ve ticaret rejimi açısından kısmen veya tamamen gümrük mevzuatı dışındaki düzenlemelere tabi olan, uluslararası liman veya havaalanına yakın yerlerde kurulan bölge, açık bölge,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
serbest çalışma — is. Belli bir iş yerine bağlı kalmaksızın yapılan iş Askerlikten sonra iki yıl adliyede mübaşirlik yapmış, sonra kendi deyimiyle devlet kapısından ayrılarak serbest çalışmayı seçmişti. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
serbest mıntıka — is., ekon. Serbest bölge … Çağatay Osmanlı Sözlük
serbest su — is., yu, bit. b. Ağacın göze boşluğunda toplanan su … Çağatay Osmanlı Sözlük
serbest — (F.) [ ﺖﺴﺑﺮﺱ ] 1. özgür. 2. kayıtsız … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
SERBEST — f. Kayıtsız. Başıboş. İstediği gibi hareket edebilen. * Sıkılmayan. * Engelsiz … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
serbest elektron — is., fiz. Doğal elektrik yükünün oluşturduğu demetler … Çağatay Osmanlı Sözlük
serbest enerji — is. Kullanımı belli kurallara bağlı olmayan enerji … Çağatay Osmanlı Sözlük
serbest güreş — is., sp. Tehlikeli olabilecek bazı oyunların dışında vücudun her yanına oyun uygulanabilen bir güreş türü … Çağatay Osmanlı Sözlük